hürriyet

21 Mayıs 2015 Perşembe

GEYİKLİ PARK



GEYİKLİ PARK/ SUNAY AKIN
TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI, 254 SYF.

Sunay Akın'ın ilk kez bir kitabını okudum ve hem anlatımını çok beğendim hemde tarih hakkındaki birikimlerine hayran oldum. Aslında Çanakkale'yle ilgili yazılar okuyacağımı düşünüp hayal kırıklığı yaşasam da anlatılan anılar ve tarihi bildiler çok hoşuma gitti ve kısacık bir zamanda bitti. birçok farklı konuyu birbirine bağlaması da güzel olmuş. Anılar çok şaşırtıcı ve ilgi uyandırıcı.

puanım:5

14 Mayıs 2015 Perşembe

Kuyucaklı Yusuf



Sabahattin Ali 1937 yılında Kuyucaklı Yusufu yazdiginda Yusufun Türk tarihinin en romantik karakter olacagini tahmin etmismiydi bilinmez. Bir yetimin hikayesini, onun onurlu ve sessiz kisiligini yazip, annesi babasi gozlerinin onunde olduruldukten sonraki metaneti ve hayatindaki boslugu dolduran yegane sevgilisi Muazzezin yillar sonra bile bu kadar cok okunup sevilecegini. Eger yasasaydi Türk edebiyatini kimbilir ne kadar ilerilere tasiyacakti. Sabahattin Alinin her kitabini bitirdigimde kelimeler zihnimde dugumleniyor. O 150-250 sayfada herseyi verirken bize, tarifi zor duygularla kaliyorum. Yusufun hikayesini de okurken bir yerlerde kayboldum bende. Keske denilen andayim suan...
    Kitapagaci mayis ayi icin sectigimiz cok yerinde ve dogru bir secim olmus ve yine Sabahattin Alinin bir kitabini okuduktan sonra kiziyorum kendime niye onu tanimakta gec kaldim diye..

TRENDEKİ KIZ




TRENDEKİ KIZ/ PAULA HAWKİNS
İthaki- 360 syf.
Özgün Adı: The Girl on the Train

Amazon Ocak 2015 in en iyi kitabı
Goodreads Ocak 2015 in en iyi kitabı
The New York Times çok satarı
The Washington Times çok satarı
İbooks çok satarı


ARKA KAPAK


Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi.

"Büyüleyici, sürükleyici, üst seviye bir gerilim. Mutlaka okuyun!" 
-S.J. Watson-

"Hem karakter yaratımı hem olay örgüsü muhteşem, harika bir kitap! Yeni neslin Alfred Hitchcock'u." -Terry Hayes-

"Zeki, gerilim dolu ve baştan aşağıya sürükleyici bir roman." 
-Lisa Gardner-

"Aklınızı başınızdan alacak, zekice yazılmış bu psikolojik-gerilim romanı hem muhteşem hem de tren enkazı kadar korkunç!" 
-Publishers Weekly-

"Nefesleri kesen bir ilk roman. En dikkatli okurlar bile, Hawkins olayları teker teker açığa çıkarıp, aşkın ve takıntının şiddetle olan kaçınılmaz bağını ortaya koyarken şaşırmaktan kendilerini alamayacaklar." -Kirkus-

"Trendeki Kız, her şeyi anladığınızı düşündüğünüz an sizi farklı bir sürprizle karşılıyor." 
-Entertainment Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)

YORUM

Trendeki Kızı polisiye diye tasvir etmek bence yanlış olur tam anlamıyla psikolojik gerilimdi. özellikle Tess Gerritsenle kıyaslamak bence yanlış olur. Zira Tess tıbbi gerilimin kraliçesi iken Paula psikolojik gerilime aday olabilir ki tek bir kitapla da bunu söylemek yanlış olur.her bir karakterin ayrı ayrı psikolojik profilleri çok iyi işlenmişti. ve karakterlere tam oturmuştu.  özellikle Rachel karakteri tam bir alkolik özelliklerini taşımakta. Rachel ana karakterimiz ve kitap Megan ve Anna ile 3 kadının gözünden olaylar anlatılmakta. Rachel kocasından ayrılmış ve alkol problemleri olan ve her gün Londra Asbury arasındaki bir trenle yolculuk eden bir kadın. bu tren yolculukları esnasında. Megan ve Scott çiftini gözlemekte. çogu zaman bize de olmaz mı? otobüsle metroyla yada yürürken bazı evlere gözümüz takılır ve merak ederiz ne kadar mutlular diye? işte Rachel da böylece onları her gün trenle geçerken izler. Ancak Megan bir gün kaybolur ve Rachel kendini olayların içinde bulur. hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Aslına bakarsaznız olay çok klasik ilk 50-60 sayfa biraz sıkıyor ancak ondan sonrası sular seller gibi akıyor ve her ne kadar klasik bir konu da olsa karakterle ve kurgu çok iyi işlenmiş. Kaçırılmayacak derecede iyi bir roman. kesinlikle okumanızı tavsiye ederin.

puanım:5



6 Mayıs 2015 Çarşamba

KIZIL YÜKSELİŞ



KIZIL YÜKSELİŞ- KIZIL İSYAN/PİERCE BROWN
PEGASUS-445 SYF
ÖZGÜN ADI: RED RİSİNG


İngilizceden çeviren: Selim İleri
Türü: Distopya- Bilimkurgu
Goodreads puanı: 4.18
Amazon Puanı: 4.5

Kızıl Yükseliş, 2014 Goodreads okur ödüllerinde En İyi Çıkış Yapan Yazar ödülünü almış ve bir üçlemenin ilk kitabı veee kitabın film haklarını da Universal stüdyoları almış. Pierce Brown un yaratığı bu dünyayı okumak çok keyifliydi filmini de sabırsızlıkla bekliyorum. Açlık Oyunları malum bu türde çığır açmıştı ama Kızıl Yükseliş sanırım onu geçecek ben bu ilk kitabı çok beğendim. umarım serinin devam kitapları da iyi devam eder ve en kısa zamanda Türkçe basılır. evet yeni kahramanımız  Darrow la tanışın. o bir Kızıl, 16 yaşında (her zamanki gibi peh :( ) ve en düşük renk yani toplumun en alt tabakası ve madenlerde helyum 3 çıkararak Mars I diğer renklere hazırladıklarını zannediyorlar. oysa renkler çoktan gelmiş ve onlar köle misali Altınlara hizmet ediyorlar. toplu çeşitli renklerle groplandırılmış diğer serilerdende hatırlarsanız açlık oyunlarında 13 mıntıka, uyumsuz serisinde 5 grup vardı vs. Kızıl Yükseliş tede renkler var, ve herkes ona göre görevlendirilmiş. şimdi Darrow a bir amaç veriyorlar ama gençliğinde verdiği heyecanla öfkesini kontrol altına alabilecek mi? gücünün sınırı ne ? oda bilmiyor ama bildiği tek şey bu uğurda her şeyi yapabilir. kitabın ana fikri itibariyle bana yer yer Bulut Atlasını hatırlattı, nitekim bu filmi izlediğimde uzun süre etkisinde kalmıştım, Somni ve arkadaşlarının nasıl köleleştirildiğini ve safkanlara kayıtsız hizmet ettiklerini. bu kitapta da aynı duyguları hissettim bizde de renklerimiz yok belki ama meslek ırk dil o kadar çok şekilde aslında köleyiz ki bu aklıma geldikçe çok huzursuz oluyorum. neyse çok duygusallaşmayalım :) ben okuyun derim.

puanım:5 

Altını Çizdiklerim:

"Gri askerler düzeni ve hiyerarşiye itaati sağlıyorlar. Beyazlar onların adaletini yerine getiriyorlar ve onların felsefesini vaaz ediyorlardı. Pembeler zevk köleleriydiler ve üstünRenklerin evinde hizmet veriyorlardı. Gümüşler lojistik ve ekonomiden sorumluydu. Sarılar tıp ve bilim alanında çalışıyorlardı. Bakırlar bürokrasiyi yönetiyordu. Her renk bir amaca hizmet ediyordu. Her Renk, Altınları destekliyordu." syd 94

" Yani hayat, bütün bunlar.. Neden bize bunu yaptırmaları gerekiyor? Neden bize köleleriymişiz gibi davranıyorlar?"   "Güç." syf 110

".. Kitleler kıskançtır! Bütün insanların eşit olması ne kadar da güzel bir hayal! Ama eşit değiliz!" syf 150

vee 2. ve 3. kitap 

         

YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT


                                                       


YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT/ SUSANNA TAMARO
CAN Y.- 158 SYF


80 yaşındaki bir kadın uzaklara giden torununa yazdığı günlük-mektup tarzda  bir kitap. Bir içe dönüş ve geçmişle mücadele gibi. bu kadının annesi, kızı ve torunuyla olan anılarına tekrar farklı gözlerle bakışı, kendi ve kızıyla alakalı gizli kalmış sırları torununa yazdığı bu günlükle anlatıyor. sade ve akıcı bir dille yazılmış, yer yer çok hüzünlendiren kısacık da olsa bir klasik olacak bir kitap. mutlaka okumanızı tavsiye ederim.

puanım:5

sizde benim gibi torunu bu günlüğü okuyacak mı, kadına noldu diye merak ediyorsanız, bu kitabı devamı niteliğinde olan ve torunun dilinden anlatılan Yüreğimin Sesini Dinle isimli kitabını da okuyabilirsiniz.

Altını çizdiklerim:

"Annenle arkadaşları hayvanlar dünyasından örnekler verirlerdi: "Dişiler",  derlerdi "erkekleri ile yalnızca çiftleşme döneminde buluşurlar sonra herkes kendi yoluna gider ve yavrular anneleriyle kalırlar." syf 85

"Bir erkeği sevince-onu bütün bedenin ve ruhunla sevince-ondan bir çocuk istemek en doğal şeydir." syf 123

"Amerikan Kızılderililerin şöyle bir deyişi varmış: "Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyinceye dek onun mokasenlerinde yürü." syf136

"ölüler yokluklarıyla değil, daha çok onlar ve bizler arasında söylenmeyenler yüzünden acı verirler." syf 141

" Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman herhangi birine, öylece girme, otur ve bekle, Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin nefes soluk aldıysan, öyle soluk al, hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git." syf 158